YİN YOGA DERSLERİMİZ KARUNA YOGA TARAFINDAN VERİLMEKTEDİR.
Yin yoga; günümüzde hakim olan “aceleye, yapmaya, başarmaya odaklı” hayatımızı dengeleyici niteliktedir. En basitinden akşam ne yemek pişireceğinizi düşünmek veya hergün gardrobunuzun karşısına geçerek ne giyeceğinize karar vermek bile aslında bir stres kaynağıdır. Günümüz koşulları bizleri “olmak” dan çok “yapmak” kavramına yöneltmektedir. Ancak yin yoga kişinin, yavaşlayarak, kendini dinlemesine, kendi içine bakmasına vurgu yapar. Ruhu ile kopan bağını yeniden oluşturmasına, insanın kendine yaklaşmasına yardımcı olur. Bu anlamda günümüz insanı için terapi niteliğinde olabileceği söylenebilir. Diğer yandan fiziksel olarak da yang (dinamik, kasları güçlendirmeye odaklı) yoga uygulamasını ve tüm yang fiziksel aktiviteyi dengeler. Özellikle kalça, bel bölgesi, leğen kemiği, omurga ve bacaklardaki bağ dokularını hedef alır. Omurga sağlığı için çok faydalıdır
Beden merkezli yoga uygulamalarında, bedenimizi çeşitli pozlara sokarız. Bu, içimizdeki canlandırıcı güce ya da enerji bedenine daha düzgün ulaşmamızı sağlar. Yogada fikir, varolmanın görünmez bağının oluşumundaki tecrübeye açılan sonsuz bir evrenin varlığıdır, bu da bizi sürekli etkiler. Tüm yaşamı canlandıran bu enerjik boyut Çinliler tarafından “chi”, Hintliler tarafından “prana” olarak adlandırılır.
İçimizdeki bu hayati enerjinin ne olduğunu öğrenmenin ve onu yönlendirmenin gerekli olmasının sebebi bu enerjinin bedenimizdeki kalitesinin ve hareketliliğinin bizim fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak kendimizi nasıl hissettiğimizi hemen etkiliyor olmasıdır. Bu nedenle, enerji bedenini güçlendirmek, hareketliliğini geliştirmek sadece sağlığımızı artırmakla kalmaz, aynı zamanda daha derin zihin durumlarına giden potansiyeli açar.
Tipik olarak geniş bir enerji deposundan ve içimizde uyuyan canlılıktan habersiz olarak yoga uygulamasına başlarız. Genellikle gerekli yakıt olmadan ve fazla önem vermeden bedenlerimizin iyi çalışması gerektiğini varsayarız. Ustaca yapılan bir yoga uygulaması ve buna eşlik eden bir beslenme ile çok daha sağlıklı olabiliriz. Başlangıçta daha önce hiç yapmadığımız şekillerde bedenimizi hareket ettirerek olumlu değişiklikler fark ederiz ve nefesimize, enerji ritmimize, zihin durumumuza ve iç potansiyelimize daha vakıf oldukça değişim gerçekleşir.
Yin Yoga kişinin var olan enerjisini dengelemede destektir. Herşey enerji olduğuna göre bu hastalık da olabilir herhangi bir duygusal patlama da olabilir. Taocuların önerdiği üzere, “chi” fiziksel hakimiyette yoğunlaştığı zaman yin ve yang adı verilen iki zıt kutba ayrılır. Bu iki enerjinin özü birdir, enerjinin farklı özelliklerini yansıtırlar ve ebediyen birbirlerine bağlıdırlar.. Tüm varoluşun esası, pozitif ve negatif kutuplar olarak anlaşılabilir. Yin ve yang, chi’nin kendini ifade ettiği şeklin tanımıdır ve genellikle karşılaştırmalı bir şekilde kullanılırlar. İnsan bedeninde, alt taraf yere daha yakın olduğundan üst beden ile karşılaştırıldığında yin kısmını ifade eder, bedenin üst kısmı ise gökyüzüne yakın olduğundan yang olarak adlandırılır. Bedenin içi merkeze yakındır, böylelikle yüzeydeki yang kısımlar ile karşılaştırıldığında daha yindir. Kemikler ve bunları birbirine bağlayan bağ doku bedenin daha çok içindedir ve bu sebeple yüzeydeki deri, kaslar ve yang dokular ile karşılaştırıldığında daha yin olarak tanımlanır.. Bu temel üzerine böbrekler, karaciğer, dalak, kalp ve akciğer yin organlar, idrar kesesi, safra kesesi, mide, ince ve kalın bağırsaklar yang olarak tanımlanır.. Yin organlar saf enerji ile ilgilidir ve birincil enerjileri değiştirir, düzenler ve depolarlar. Yang organlar ise saf olmayan maddeler ile örneğin hazmedilmemiş besinler, idrar ile ilgilidir, görevi besini almak, hazım etmek, yararlı parçaları almak ve geri kalanını dışarı atmaktır.
Hintli ve Çinli yogiler belirli duygularla vücudun belirli bölgeleri arasında ilişki olduğunu belirlemişlerdir, korkunun merkezi böbreklerde, öfke karaciğerde, endişe midede, dehşet kalpte ve keder akciğerlerde. Kederlendiğimizde akciğerlerimizde spazm oluşur, korktuğumuzda kalp atışlarımız değişir, sinirlendiğimizde ülserimiz artar, karaciğerimiz zarar gördüğünde sinirli oluruz ve korktuğumuzda böbreküstü bezlerimiz aktive olarak bizi kaçmaya ya da savaşmaya hazırlar. Neyse ki bir yandan da iyi duyguların yararını görürüz: güzelliklerin yeri akciğerlerdir, keyfin yeri kalptir, yaratıcılığın yeri midedir, sevecenlik ve nezaket karaciğerdedir ve bilgelik böbreklerdedir. Pozlarda durdukça etki meridyenlere ulaşınca iç organları etkilenmeye başlarken temsil ettikleri duyguların enerjisi de dengelenmeye başlar.
Bu yin/yang benzerlğini kullanarak, ritmik hareket olan ve kasları çalıştıran herhangi bir uygulama, genel olarak Yang uygulama olarak kabul edilir. Yang yoga uygulamaları ilk olarak kasları uzatmayı ve güçlendirmeyi hedefler. Buna zıt olatak, temelde sabit olarak kalınan ve pek çok kas grubunun yumuşamasına izin veren ve aynı zamanda iskeletimizi bir taraflara çekip eklemlere baskı uyguladığımız bir uygulama Yin tarzında bir çalışma olarak kabul edilir. Yin durağan olandır, yang durağana kıyasen daha hareketli olandır dolayısıyla yin yang kavramları neyi neyle kıyasladığınızla değişiklik gösterecektir.
Dokularımız doğal olarak otuzlu yaşların başlarından itibaren kurumaya başlar. Eklemlerimizdeki sıvı, yapışkan kıvamını yitirir ve bir zamanlar sahip olduğumuz fiziksel esnekliğimiz azalmaya başlar, hareket kabiliyetimiz, esnekliğimiz azalır, sakatlık riski artar ve sakatlıklar daha uzun sürede tedavi edilir. Sakatlanmış bu eklemler bedenlerinde chi’nin akışına mani olur, böylelikle sadece hareket kabiliyetleri azalmakla kalmaz, büyük ölçüde organların sağlığı içinde zararlı olur. Bu sebeple yin yoga, yang yoga için tamamlayıcı bir disiplindir..Eklemlerin sertleşmesini ve hareketsizliği önlerken, dejenere olmuş dokuları canlandırmaya yardımcı olur ve meridyenleri besler.
Yin pozlarında üç ana prensip bulunmaktadır;
İlki seçilen şekle uygun olan derecede girmek; bu da pozlara hırs yapmadan, hissederek girmek, nefesin yavaş ve çabasız olmasına izin vermektir..
İkincisi; hareketsiz kalmak, kasları yumuşak bırakmak ve yer çekimine teslim olmaktır.
Son prensip ise; pozlarda bir süre kalmak ve böylece meridyenleri beslemektir..
Yin Yoga, her yaşa ve seviyeye uygun, meditatif bir yoga uygulamasıdır. Uygulamanın özünde; pozlarda uzun süreli kalınır ve uygulama sırasında etkilenmesi hedeflenen bölgelerdeki kaslar pasif bırakılır. Bedene esneklik kazandırır. Bu; yin yoganın sadece görünür hali hakkında ufak bir açıklamadır.
Yin Yoga’nın faydaları nelerdir?
* Eklemlerimizi esneterek, bedeni esnetir.
* Vücudumuzdaki enerji kanallarını uyararak enerjimizi dengeler, eksik enerjiyi geri getirir. Bu anlamda Akupunkturun iğnesiz halidir.
* Zihni dinginleştirir.
* Bağ dokunun bozulmasını, kısalmasını önler. (Selulite karşı iyi gelir.)
* Hareket yeteneğimizi arttırır
* Eklem problemlerine ve bedenin genel sağlığına iyi gelir. Düzenli yapmak, hastalıklara karşı bedeni korur.
* Korku, endişe, sinirlilik, üzüntü, cesaretsizlik, özgüven eksikliği, agresiflik, iletişim/ilişkilerde problemler ve buna benzer psikolojik kökenli durumları tedavi eder.
Özetle Yin Yoga, yaşamın koşturması içerisinde durup kendinize, bedeninize, zihninize ve ruhunuza verebileceginiz en güzel hediyedir.
Kaynaklar:
Sarah Powers, Yoga’nın Özü
www.relaxmahamantra.com