Yoga Nedir?
"Yoga" kelime anlamı olarak "birlik, bütünlük" anlamına gelir.
Sanskritçe "yuj" sözcüğünden türemiştir, "yuj" sözcüğü "katılmak, birleşmek" anlamlarına gelir.
Pratik anlamda "yoga" kelimesi, beden, düşünce ve duyguların beraber ahenk ve uyum içerisinde olmasıdır.
Yoga bedensel ve zihinsel olarak mükemmel sağlığa kavuşmanın anahtarı ve doğru bilgiden üstün bilince geçiş sistemidir. Yoga bir din değil; evrensel prensiplere dayanan, bedensel ve zihinsel olmak üzere binlerce tekniğin bir arada bulunduğu uygulamalı bir sistem ve yöntem bilimidir. Yoga yolunda ilerleyip mükemmel sağlık ve üstün bilince ulaşabilmek için önce doğru rehbere, rehberden alınmış doğru bilgi ve tekniklere, tekniklerin doğru ve düzenli bir şekilde icra edilmesine gereksinim vardır.
Doğru rehbere ulaşmak kolay değildir. Bunun için kişi rehberini her koşulda araştırmalı ve sorgulamalıdır. Herşeyden önce rehberin verdiği bilgiler ile rehberin eylemleri arasındaki uyumluluk gözetilmelidir. Gerçek bir rehber verdiği bilgiyi kendi yaşamında icra edendir. Yoga bütünleşmiş, dingin, huzurlu, odaklanmış güçlü bir zihin ve bedensel sağlık açısından vazgeçilmez ve ikame edilemez bir sistemdir.
Üstün bilinç ve sağlığa ulaşma çabasının önemli nedenleri vardır. İnsanlar diğer canlılardan farklı olarak bilinç seviyesi yönünden birbirlerinden büyük farklılıklar gösterebilmektedir. İnsan yapısı bir merdiven gibidir kişi dilerse Yoga teknikleri ile bilincin basamaklarında yükselerek evrensel bir boyuta ulaşabilir ya da çevresine ve kendine zarar vererek bilinçsizce acı içinde kalabilir.
Üstün bilince ulaşmış insan çabaya gerek duymadan sabırlı, anlayışlı, hoşgörülü, yardımsever, nedensiz mutluluğa sahip olan ve herkesin gelişimi için evrensel bilgileri paylaşan kişidir. Dolayısıyla daima ektiği bu olumlulukları biçen huzur dolu bir insandır.
Karma yasası sonucu olarak ekilenlerin biçildiği bu evrende mantıklı olan tutum iyi şeyler biçebilmek için iyi şeyler ekmektir. Doğru Yoga teknikleri sizi üstün bilince ve evrensel kavrayışa taşıyan bir araçtır.Yoga’nın mucizevi etkilerine ve sarsılmaz bir sağlığa ulaşmak için teknikler düzenli bir şekilde uygulanmalıdır.
Uygulanan her tekniğin bedene, duygulara, ve zihne olan olumlu etkileri bilimsel olarak incelenebilir. Düzenli bir şekilde Yoga yapan kişi günlük yaşamın gergin ve stresli ortamında zihnini ve duygularını rahatlıkla yöneterek kendisini her türlü gerilimden koruyabilir. Yükselen farkındalık sayesinde kişi her an beden, zihin ve duygularının farkında olarak huzur içinde kontrollü bir şekilde yaşayabilir.
Yaşamın zorluklarını alt etmek için Yoga teknikleri aracılığıyla farkındalığın gelişmesi ve kişinin toplumsal kuralların da ötesinde ki evrensel prensiplerin bilgisine erişmiş olması gerekir. Evrensel prensipler her türlü dünyasal ayrımın ve kültürün ötesindedir. Yoga herkes içindir ve evrensel prensipler din, dil, ırk ayrımı gözetmemektedir. Yoga’nın ilk iki basamağı olan Yama ve Niyama basamaklarında bu bilgiler verilmiştir. Yama ve Niyama basamakları uygulanması zorunlu kurallar değil, kendini geliştirmek isteyen kişiler tarafından bilinmesi gereken evrensel doğruluk prensipleridir.
Yoga 8 basamaktan oluşan bir gelişim sistemidir. Zaman içinde bazı kişiler Yoga’yı geliştirdiklerini söyleyerek farklı Yoga türleri ortaya çıkarmışlardır. Aslında bu çıkar adına Yoga’yı markalayarak evrensel ve değişmez bir sistem olan Yoga’yı senin yogan benim yogam haline sokmaktadır. Günümüzde 6 basamaktan oluşan yada Yoga’yı sadece meditasyon olarak tanımlayan yada sadece Yoga’nın 3. basamağı olan Asanalar (Beden çalıştırma teknikleri) üzerine yoğunlaşan vb. ve Yoga kelimesine bazı takılar ekleyerek Yoga’yı farklılaştıran gruplar vardır.
Yoga herhangi bir basamağına ağırlık verilerek değil, 8 basamağın belirli bir metodoloji ile dengeli bir şekilde uygulanması durumunda gerçek etkisini ortaya çıkarmaktadır. Sadece bedensel çalışmalar basit bir jimnastik çalışmasından farklı olmayacağı gibi uzman olmayan kişiler tarafından hazırlıksız olarak uygulatılan asanalar sakatlanmalara neden olmaktadır.
Yoga 8 basamaktan oluşan bütünleşik bir sistemdir. Bu basamaklardan hiçbirini Yoga’dan ayıramaz ya da yeni bir basamak ekleyemezsiniz. Aksi taktirde farklılaştırılarak yapılan çalışmalar için Yoga değil farklı bir isim kullanılmalıdır. Aksi takdirde gerçek Yoga’nın dejenere olması ve Yoga konusunda araştırma yapan kişilerin ortaya çıkan farklı Yoga türlerinden dolayı kafasının karışması kaçınılmazdır.
Aslında Yoga’nın 8 basamağını bir merdiven gibi değil de iç içe çalışan bir organizma olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Bu nedenle Yoga ayrılmaz bir bütün teşkil etmektedir. Örneğin herşeyi olan ama lastikleri olmayan bir araba ile yol kat edemeyeceğiniz gibi özünden farklılaştırılmış Yoga türleride sizi bir yere götürmeyecektir.
Yoga konusunda dikkat edilmesi gereken başka bir husus da dünya çapında hareket eden, Yoga adı altında dogmatik inançlarını yaymaya çalışarak büyük çıkarlar elde etme çabasında olan tarikatlardır. Bu tarikatlar öğretmen ya da lider kisvesi adı altında bir mürşid ve yine öğrenci kisvesi adı altında çok sayıda müridden oluşmaktadır. Bu tip oluşumlarda genelde müridler ne mürit olduklarının ne de tarikatsal bir yapı içinde olduklarının farkında değildir. Bu tip tarikatlarda genelde sorgulamanın, eleştirmenin yasak olduğu ya da kötü karma yaratan bir eylem olduğu öne sürülerek kitlesel zihin kontrol yöntemleri ile insanlar yönetilmektedir. Kişi masumane bir şekilde Yoga yapmak isterken farketmeden uluslararası bir Yoga tarikatının üyesi konumuna düşebilir. Bu nedenle Yoga yolunda sorgulama ve araştırma asla elden bırakılmamalıdır.
Günümüzde Yoga her ne kadar bir Hint kültürü olarak algılanıyor olsa da aslında bu durum gerçeği yansıtmamaktadır. Yoga’nın herhangi bir inanç ve dine ait olmadığı gibi kesin olarak herhangi bir millete de mal edilemeceği arkeolojik bulgularla ortadadır. Bu konudaki gerçekliği kavrayabilmek için arkeoloji biliminden yararlanılmalıdır. Gezegenimizin çok farklı bölgelerinde Norveç, İrlanda, Kolombiya, Meksika, Güney Afrika ve Kuzey Amerika’da Yoga duruşlarının resmedildiği yaklaşık olarak 5000 yıl öncesine dayanan tabletler ve mühürler ortaya çıkarılmıştır. Fakat bu durum Yoga’nın başlangıcının yaklaşık olarak 5000 yıl öncesine dayandığı görüşü olarak kabul edilemez. Bunlar yanlızca ulaşılan en eski bulgulardır. Yoga’nın nereden geldiği ve hangi zamana ait olduğu tam olarak bilinmemektedir. Fakat arkeolojik bulgulara göre Yoga’nın düşünüldüğü gibi sadece Hint kültürüne ait olmadığı ortadadır. Günümüzdeki bu yanlış algının nedeni kadim Yoga bilgilerinin ancak günümüze kadar uzanan kadim bir kültür olan Hint kültürü içinde barınarak bugüne kadar ulaşabilmiş olmasıdır. Hint kültürü’nün bu noktadaki rolü Yoga bilgilerinin taşıyıcı unsuru olmasıdır. Bu durum Yoga’yı Hint kültürüne ait olarak görmeyi gerektirmez. Arkeolojik araştırmalara göre Yoga geçmişte Hindistan bölgesiyle eş zamanlı olarak gezegenin birçok bölgesinde uygulanmıştır.
Başka bir yanlış anlamada Yoga bilgilerini içeren gezegenimize ait en eski yazıtlar olan Veda ve Upanişatların yazıldığı Sanskrit dilinin bir Hint dili olduğu yanılgısıdır. Sanskritçe’nin Hint dillerinden çok daha eski ve ayrı bir dil olduğu dil bilimciler tarafından açıklanmaktadır. Tüm dünya dillerinde Sanskritçe kelimelere rastlamak mümkündür. Bazı araştımacılara göre Sanskirt dili aslında gezegenimizdeki tüm dillerin çıkış noktası ve atası olarak adlandırılmakta ve Sanskrit dilinin bir zamanlar gezegenimizde yaşamış Ari uygarlığına ait olduğunu ortaya konmaktadır. Ari kelimesi Sanskritçe olup “aydınlanmış” anlamını taşımaktadır. Yoga metinleri Sanskritçe olarak yazılmış ve bu şekilde günümüze kadar aktarılmıştır.
Gelelim Yoga’nın 8 basamağının neler olduğuna.
YOGA’NIN AYRILMAZ 8 BASAMAĞI:
1. YAMA (Kontrol) : Kişisel eylem kontrolü - Negatiflerden arınma.
2. NİYAMA (Kesin kontrol) : Evrensel eylem kontrolü - Pozitifleri arttırma.
3. ASANA (Duruşlar): Bedensel çalışmalar.
4. PRANAYAMA : Nefes ve biyoenerji teknikleri.
5. PRATYAHARA: Astral teknikler, duyu kontrolü, çakra ve kundalini teknikleri.
6. DHARANA: Konsantrasyon.
7. DHYANA: Meditasyon.
8. SAMADHİ: Üstün yoğunlaşma.
İlk 4 basamak dışsal, sonraki 4 basamak ise içsel olarak adlandırılır. Yoga sizi kaba olan bedenden ebedi olan ruha taşıyan bir araçtır.
1. YAMA (Kontrol) : Kişisel eylem kontrolü - Negatiflerden arınma.
Yama 10 prensip içerir:
- Ahimsa (Şiddetsizlik)
- Satya (Dürüstlük)
- Astea (Çalmama)
- Brahmacharya (Cinsel enerji kontrolü)
- Kshama (Affetme)
- Dhriti (Dayanıklılık)
- Daya (Merhamet)
- Arcava (Doğruluk)
- Mitahara (Ilımlılık)
- Aparigraha (Biriktirmeme)
- Yama prensipleri sadece fiziksel değil sözel ve zihinsel konular içinde geçerlidir.
2. NİYAMA (Kesin kontrol) : Evrensel eylem kontrolü - Pozitifleri arttırma.
Niyama 10 prensip içerir:
- Sauça (Temizlik)
- Santoşa (Yetinme)
- Tapas (Soyutlanma)
- Svadhyaya (Eğitim)
- Dana (Hayırseverlik)
- Astikya (Sadakat)
- İşvara (Özü algılama)
- Mati (Analiz)
- Vrata (Kararlılık)
- Hiri (Alçakgönüllülük)
- Niyama prensipleri sadece fiziksel değil sözel ve zihinsel konular içinde geçerlidir.
3. ASANA (Duruşlar): Bedensel çalışmalar.
Asana çalışmalarından önce pranayama ve pranavidya teknikleri sayesinde kandaki oksijen miktarının doğru seviyelere ulaştırılması, sinir sisteminin dengelenmesi, zihnin ve bedenin asana uygulamalarına hazırlanması şarttır. Doğru şekilde uygulanan asana çalışmalarının sadece bedensel çalışmalar olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Asana teknikleri ancak doğru hazırlık ve doğru sıralama ile uygulandığında hem bedensel, hem zihinsel, hem de duygusal alanlarımızı olumlu şekilde etkilemektedir. Bilinçaltında oluşan her türlü gerilim, blokaj ve travma bedensel düzeye yansımakta ve çeşitli sertleşme, ağrı ve rahatsızlıklara neden olmaktadır. Asana teknikleri aracılığıyla bedensel bolkajların çözülmesi sayesinde ilgili bilinçaltı blokajlar da çözülmekte, bedende ve zihinde enerji akışı normale dönmekte ve bu çözülmeler sonucu hoş duygular ortaya çıkmaktadır.
Asana tekniklerinin icra edilmesi sadece sonraki basamakları değil tüm basamakları olumlu şekilde etkilemektedir.
4. PRANAYAMA : Nefes ve biyoenerji teknikleri.
Pranayama bir geçiş noktasıdır. Kaba olan beden ile daha ince olan zihin arasındaki bağlantıdır. Zihin ve nefes eş zamanlı çalışan unsurlardır. Örneğin zihinsel olarak gevşemiş durumdaki birey sakin bir şekilde nefes alıp verirken gerilimli durumlarda nefes kesik kesik, kısa ve hızlı bir hal almaktadır. Buna dayanarak zihinsel durumun nefesi etkilemesi gibi nefeste zihinsel durumu etkisi altına alır. Yani kişi zihnini direk olarak kontrol edemez fakat pranayama teknikleri sayesinde nefesi kontrol altına alarak dolaylı şekilde zihni kontrol altına alır. Bu sayede dışsal olan ilk 4 basamaktan içsel ve daha ince olan diğer basamaklara geçiş sağlanır. Pranayama teknikleri sayesinde hücreler bol oksijenle arınır, solum rahatsızlıkları giderilir, solum ve sinir sistemleri güçlenir, birey doğru bir şekilde nefes almayı öğrenir.
Pranayama tekniklerinin icra edilmesi sadece sonraki basamakları değil tüm basamakları olumlu şekilde etkilemektedir.
5. PRATYAHARA: Astral teknikler, duyu kontrolü, çakra ve kundalini teknikleri.
Pratyahara genel anlamda duyu kontrolu olarak adlandırılır. Burada bahsedilen 5 duyu organıdır. 5 duyu organı fiziksel boyutta tamamen dışsal objelerle bağlantılıdır. Duyu organları çevreden topladıkları tüm bilgileri direk olarak zihne aktarmakta ve zihnin sürekli olarak işlem yapmasına neden olmaktadır. Doğru bir şekilde meditasyon yapabilmek ve bu konuda ilerleyebilmek için kişi duyularını kontrol altına almalıdır. Pratyahara sayesinde duyular dışsal neslelerden uzaklaşarak içe çekilmekte, zihne olan düzensiz ve gereksiz bilgi akışı sona ermektedir. Bu sayede zihin sakinleşerek konsantrasyon ve meditasyon safhaları için hazır kılınmaktadır. Pratyahara konusunda gelişmemiş kişilerin direk olarak sadece meditasyon çalışmaları yapma çabaları boşunadır.
Pratyahara tekniklerinin icra edilmesi sadece sonraki basamakları değil tüm basamakları olumlu şekilde etkilemektedir.
6. DHARANA: Konsantrasyon.
Konsantrasyon çalışmaları esnasında zihin belirli bir obje üzerine odaklanır. Fakat henüz düşünceler tam olarak yatışmamıştır. Bu nedenle kesintisiz bir odaklanma söz konusu olmamaktadır. Bu süreç içerisinde zihin zaman zaman odaklanmakta zaman zaman dağılmaktadır. Bu süreç zihnin yapısının ve çalışma prensiplerinin öğrenilmesi açısında uygulayıcıya pahabiçilmez fırsatlar sunmaktadır. Dharana çalışmaları zihnin doğasını keşfetme açısında en uygun çalışmalardır. Bu noktada ilk olarak kişi zihninin kontrolünün kendi elinde olmadığını fark etmektedir. Bu gerçeğin deneyimler sonucunda kabul edilmesi aydınlamanın başlangıcıdır. Düşünceler sizden farklıdır. Siz düşünceler olmadığınızı farkeymeye başladığınızda düşüncelerin sizin üzerinizdeki hakimeyeti yerini sizin düşünceler üzerindeki hakimiyetinize ilk kapıyı açacaktır.
7. DHYANA: Meditasyon.
Meditasyon konsantrasyon safhasının ileri aşamasıdır. Meditasyon esnasında zihin konsantere olunan obejeye hiçbir çaba olmaksızın kesintisiz olarak tutunmaktadır. Bu noktada zihinsel aktivite durmakta, içsel farkındalık artmakta ve kişi tamamen algı moduna geçerek zihni aşmaktadır. Bu sayede kişi insan varlığının süptil düzeylerini algılamaktadır. Meditasyon bir uyku yada bilinçsizlik hali değil tam bir uyanıklık ve farkındalık halidir. Meditasyon gerçekleştiğinde algılayan ile algınana arasında fark kaybolur. Bilen, bilinen, bilme bir olur. Zaman ve mekan algısı artık yoktur. Herşey yerini derin bir sukünete bırakmıştır. Meditasyon esnasında kişi huzur verici dinginliğin tadını çıkarmaktadır.
Zihin meditasyon dışında ki tüm zamanlarda aktiftirdir. Birey uyku halindeyeken dahi zihin dinlemeden çalışmakta ve bilinç altı düzeyler durmaksızın işlem yapmaktadır. Nasıl ki bedenin dinlenmeye ihtiyacı varsa zihninde meditasyon teknikleri aracılığıyla dinlendirilmesi ve arındırılması şarttır. Zihin durmaksızın ve kontrolsüzce çalıştığında fiziksel enerjiyi de tüketmeye başlayacaktır. Zihinsel ve fiziksel enerjiler birbirlerinde farklıdır fakat bu iki enerji formu dönüşerek birbirini ikame edebilmektedir. Örneğin gün boyu zihinsel bir çaba içerisinde bulunan bir kişi gün sonunda fiziksel enerjisini de tüketmiş olacaktır. Yoga tekniklerinin düzenli olarak uygulanmamasından dolayı özellilkle günümüz koşullarında insanlarda kronik enerji yetersizliği ortaya çıkamaktadır. Bireyin enerjisini doğru şekilde kullanamaması günümüz toplumunun her konudaki sıkıntılarının temelini oluşturmaktadır. Dinlenmeden durmaksızın çalışan kontrolsüz zihnin sonucu olarak kronik enerji yetersiziği ortaya çıkmakta ve buda kronik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Bu nedenle meditasyon hem zihinsel hemde fiziksel sağlık açısından vazgeçilmez bir araçtır. Meditasyon araclığı ile kişi egosal ve zihinsel katmanları aşarak öz benliğiyle buluşur. Kişi meditasyon deneyimleri aracılığı ile kendisinin beden, düşünceler, duygular ve kavramlar olmadığını kavrayarak öz varlığının farkına varır. Bu hal süreklilik kazandığında Asmita (varlığının farkında olma) hali olarak adlandırılır. Ancak bu aşamadan sonra kişi Samadhi basamaklarında ilerlemeye hazırdır.
8. SAMADHİ: Üstün yoğunlaşma.
Samadhi üstün bir meditasyon hali olarak tanımlansada aslında Samadhi halini kelimelerle tarif etmek pek mümkün değildir. Samadhi halini deneyimlemiş kişilere bu hal sorulduğunda verdikleri cevap “neti neti” dir. Neti neti sanskirtçe “o değil bu değil” anlamına gelmektedir. Samadhi hali fiziksel, duyusal, zihinsel, zekasal, egosal düzeylerin tamamen aşıldığı saf bilinç halidir. Kişi saf bilinç olduğunu ve evrensel bilincin bir parçası olduğunu deneyimlemektedir. Aslında bu nokta bir deneyimleme halinden çok deneyimin kendisi olma halidir. Artık bütünleşme gerçekleşmiş ve tüm ikilikler sona ermiştir. Kişi bu noktada bilincin kaynağına ulaşmış ve kaynakla bütün hale gelmiştir. Böyle bir deneyim tüm evrensel bilginin elde edilmesine neden olur. Kişi Yoga yolunda ilerleyerek bedenine, duyulara, zihnine, zekasına, egosuna ve özüne dair tüm deniyimleri yaşamıştır. Bu nedenle makrokozmik yapının bir yansıması olan mikrokozmik insan yapısı hakkında elde edilen bilgiler sayesinde kişi makrokozmik yapının bilgisine de erişir. Samadhi hali tek değildir. Kişi Yoga çalışmaları aracılığı ile samadhi basamaklarında ilerleyerek bilinçsel evrimin zirvesine erişebilir.
Yoga’da ilerleme Yama’dan( kontrol) Samyoga’ya (üstün birleşme) uzanan bir yoldur. Bunun için Yogateknikleri aracılığı ile önce Yama, Samyamaya dönüşmelidir. Üstün kontrol olarak adlandırılan Samyama aslında kontrole gerek duyulmayan bir noktadır. Kontrol o kadar doğal bir şeklde gelişmiştir ki artık kontrole gerek kalmamıştır. Bu gerçek özgürlüğün başlangıcıdır. Yoga’da kontrol baskılayarak değil güçlenen irade ve zihin aracılığı ile kolaylıkla ve doğal olarak gelişmektedir.
SAMYAMA AŞAMALARI ŞU ŞEKİLDE ADLANDIRILIR:
- ŞARİRA SAMYAMA (Bedenin üstün kontrolü)
- PRANA SAMYAMA (Biyoenerjinin üstün kontrolü)
- İNDRİYA SAMYAMA (Duyuların üstün kontrolü)
- MANAS SAMYAMA (Zihnin üstün kontrolü)
- BUDDHİ SAMYAMA (Zekanın üstün kontrolü)
- GYANA SAMYAMA (Bilginin üstün kontrolü)
- ÇİT SAMYAMA (Bilincin Üstün kontrolü)
- ATMA SAMYAMA (Ruhun üstün kontrolü)
Bu şekilde Yama (kontrol) Samyamaya, Samyama (Üstün kontrol) Samadhiye (Üstün yoğunlaşma), Samahdi Samyoga’ya (üstün birleşme) dönüşmektedir. İnsan tüm evrenle bir olduğunu algılamakta, tüm korkular , endişeler yok olmakta, kişi özünü algılamakta, evrensel bilgilere ulaşmakta, ebediliğin farkına varmakta ve bu durum kişilikte ve sağlıkta mucizevi pozitif dönüşümlere neden olmaktadır.
Nihayi amaç için bu yolda yürürken hem fiziksel hemde zihinsel birçok fayda ile karşılaşılır.
Yoga tüm spiritüelliğin ve kişisel gelişim metodlarının kaynağı olarak aynı zamanda günümüzde ulaşılması neredeyse imkansızlaşmış fiziksel ve zihinsel sağlık açısından mucizevi faydalar sağlamakta ve birçok rahatsızlığın geriletilmesinde modern tıbba yardımcı olmaktadır. Yoga teknikleri aracılığı ile aşılması zor rahatsızlıkların aşılması kolaylaşmaktadır. Son yıllarda Yoga’nın faydalarını keşfetmiş birçok tıp doktoru düzenli Yoga uygulamakta ve hastalarına da hem fizyolojik hemde psikolojik destek açısından Yoga yapmalarını tavsiye etmektedir.
Bu noktada Yoga VİDYA’ nın üstlendiği sorumlulukların en başta geleni Yoga’yı saf haliyle yaşatmak veYoga tekniklerini doğru şekilde toplumun hizmetine sunmaktır.
Yoga tekniklerin başlıca faydaları nelerdir ?
• Yoga aktif ve yaratıcı olmanızı sağlar.
• Hücre yenilenmesini hızlandırır dolayısıyla Yoga yapan kişiler, çok daha yavaş yaşlanırlar.
• Yogada öğrenilen nefes teknikleri sayesinde günlük yaşamda kalp daha az yorulur, bu da kalp krizi riskini azaltır.
• Omurganın sağlamlığı ve esnekliği artar
• Eklemler ve kaslar esner ve kuvvetlenir
• Dolaşım ve kan basıncı normal hale gelir.
• Sinir sistemi sakinleşir ve kuvvetlenir.
• Doku taze ve canlı olur.
• Sindirim ve boşaltım sistemleri sağlıklı çalışır.
• Sindirim rahatsızlıkları ve şişkinlik giderilir.
• Solunum sistemi güçlenir.
• Kronikleşmiş akciğer rahatsızları giderilir.
• Sinir sistemi dengelenir.
• Nabız atışı normale döner.
• Gastrointestinal fonksiyonlar normale döner.
• Hormonel fonksiyonlar normale döner.
• Yenilenme fonksiyonları gelişir.
• Eklem hareketliliği artar.
• Gribe karşı bağışıklık kazanılır.
• El, göz koordinasyonu artar.
• Duruş bozuklukları azalır.
• Güç ve esneklik artar.
• Dayanıklılık artar.
• Kilo normale döner.
• Uyku düzene girer.
• Bağışıklık sistemi güçlenir.
• Ağrılar azalır.
• Metanet artar.
• Hisler kuvvetlenir.
• Fiziksel ve zihinsel denge artar.
• Tüm vücut organları bir ahenk içerisinde çalışır.
• Kendinizi kabullenme ve yenileme yeteği gelişir.
• Sosyal duyarlılık artar.
• Sinir ve endişe azalır.
• İçsel ve dışsal çatışma azalır.
• Konsantrasyon artar.
• Hafıza güçlenir.
• Dikkat dağınıklığı giderilir.
• Öğrenme kolaylaşır.
• Kişilik gelişir.
• Sosyal beceriler artar.
• Kişi kendini enerjik ve mutlu hisseder.
• Yoga kendinizi bulmanızda ve kendinizin farkına varmanızda size limitsiz imkanlar sunar.
İşbirliği içerisinde olduğumuz www.yogavidya.com.tr sitesinden alıntı yapılmıştır.